www.ankaradiksiyon.com
Kuzey Avrupa'da yapılan bir araştırma sonucuna göre; yetişkinlerin en büyük sosyal korkusu, "topluluk önünde konuşmak!"
Peki...
Biz neden topluluk önünde konuşmaktan çekiniyoruz?
Topluluk Önünde Konuşma'nın ilk kuralı, Topluluk İçinde Bulunmak'tır. Sosyal bir ortam içinde yer almadığınız sürece, zihin bu duruma alışır ve "normal" tanımını zamanla bu durumla değiştirir. Siz de, kitle ile bir araya gelmenizi zamanla "anormal" olarak görmeye başlarsınız.
Çocukluk gelişiminde genel yapı olarak "yapma" ile başlayan cümlelerimiz sayesinde, gençlerimizi neyi "yapacakları" yönünde geliştireceğimizi düşünüyoruz. En büyük yanlışı "yapma" diyerek... en başta yapıyoruz!
- Öyle koşma! Düşersin!
- Oynarken üzerini kirletme!
- Büyüklerin yanında konuşma, yaşıtlarının yanında şımarma!
- Bakma!
- Durma!
vs...
Burada amacımız, ailelerin çocuk yetiştirme felsefelerini eleştirmek değil. Olumlu bir cümle yapısı ve belki de çok az daha nefes tüketerek, farklı cümle kalıpları ile amaca ulaşılabileceğini paylaşmak. Çoğu kişinin "Topluluk Önünde Konuşma Korkusu" yaşamasının ilk başlığında, yukarıda biraz örneğini verdiğimiz "aile şartlanması" geliyor.
Baskı ve şiddet ortamında çocuk kendine güvenini kaybeder. Kişiliği bir yandan tepkici, diğer yandan başkalarına bağımlı gelişir. Sürekli aşağılanan çocuğun alt şuurunda başarısızlık imajı yerleşir. Bu imajı normal şarlar altında özel bir gayret göstermeksizin yok etmek mümkün değildir.
Diğer tarafta, yetişkinler için iş hayatının başlangıcından itibaren antisosyal yaşam yer alıyor. Arkadaş grupları ile gerçekleştirilen yemeklere bahane bularak katılmamak, konser, sinema, tiyatro gibi toplu etkinliklerden uzak kalmak bu sebepler arasında sayılabilir.
İnsanlar kendilerini toplumdan uzaklaştıran işlere hapsettiklerinde beyinleri bu ortama alışır. Değişik insanlarla muhatap olabilme yetenekleri zayıflar. Kavramaları kendi iç referanslarıyla sınırlanır. Topluma açılıp insanlarla konuşmaktan sıkılırlar. Kişilikleri, içine kapanık ve bireysellik ekseninde gelişir. Dolaysıyla toplum önünde söz söylemeleri gerektiğinde büyük bir korku ve heyecan duyarlar. Ancak çeşitli hobiler geliştirerek ek sosyal faaliyetler içerisinde bulunanlar bu kötü gidişi engelleyebilir.
Şimdi...
Gelin, birlikte bu "yapma" veya "yapamazsın" dilini değiştirelim!
Hitap ettiğiniz kişi sayısındaki artış, stres düzeyinizi de artırır. Bu gayet normal bir durum. Başlangıç düşüncenizde; hata yapmak, eleştirilmek, bilmiyor görünmek, sözcükleri birbirine karıştırmak, elinizi kolunuzu ne şekilde kullanacağınızı bilememek gelir.
Bunlar, öz itibariyle doğal ve refleks endişelerdir. İnsanoğlu olarak; takipçi bireyleriz. Takip ettiğimiz kitle veya takip edilecek kişi olmamızdan bağımsız, kendimizi genele uygun ve "doğru" davranmaya mecbur hissederiz.
Konuşmaya bir kaç kişilik küçük gruplarla başlayın!
Her birimizin çevresinde en az bir yakın arkadaşımız ve 2 de samimi o
lduğumu kişi vardır. Kişilerle olan iletişimimizde; birbirini tanıyan kişiler olmanız avantaj yerine dezavantaj oluşturabilir. Küçük gruptan kastımız, kesinlikle yakın olduğunuz kişiler değil. Bunun yerine, sosyal etkinlik gruplarına katılmanızı öneririz. Ankara Diksiyon'da her Pazar günü öğleden sonra başlayacak "Anlatacaklarım Var!" grubumuza katılım sağlayarak; farklı meslek grubundan kişilerin, diledikleri konuda 15 dakikalık sunumlarına eşlik edebilirsiniz. Bu sayede, öncelikle "Topluluk İçinde Bulunma" çekincenizden kurtulur, sonraki oturumlarda da kendinizi ifade etmeye başlarsınız.
Grubumuzda; Negatif eleştiri Siyaset Din / İnanç paylaşımlarına yer vermiyoruz.
Topluluk Önünde Konuşmak, aynı zamanda sunum yapmak anlamı taşıyor. Biz, bir toplum diyaloğunda her şeyden önce kendi imaj aktarımımızı gerçekleştiriyoruz.
Bunun da bir hedef, amaç ve içeriği olması büyük önem taşıyor.
Çalışmalardan yaygın olarak bilinen en büyük yanlış ise... Ayna karşısında egzersiz yapmak! Son olarak; bu konuya değineceğiz.
"Ayna ayna söyleme bana!"
Kuaföre, berbere veya moda ismi ile saç tasarım merkezine gider misiniz? Hepimiz, belirli aralıklarda kişisel bakımımıza özen gösterdiğimiz için bu merkezleri ziyaret ediyoruz.
Bir şey dikkatinizi çekti mi?
Kadın veya erkek fark etmeksizin, herkes aynaya baktığında en güzel, yakışıklı, göze hoş görünen haline bürünüyor. Erkekler, hafif gözlerini kısarak aynaya bakarken; kadınlar, mutlaka saçları ile oynuyor, düzeltiyor v.b.
Bu etkiye sahip bir aksesuar karşısında prova yaptığınızı düşünün. Ağzım eğildi, bu profilimi beğenmedim, duruşum bozuk gibi onlarca şeyi, mevcut stres düzeyinize eklemekten başka ne işe yarar?
"Diksiyon ve Etkili Sunum Teknikleri" konulu seminerlerimizden birine katılan; Diksiyon ve Etkili Sunum Teknikleri Uzmanı kişiden geri dönüş oldukça değerliydi...
"Ben, bu zamana kadar detayını düşünmeden insanlara sürekli ayna karşısında egzersiz yapmalarını söyledim. Bu çalışma sayesinde, kendime "peki sen hiç yaptın mı?" sorusunu sorma fırsatım oldu. Yanıtın beklediğim gibi gelmemesine ilk defa memnunum!" demişti.
Hitabete dönük provalarınızda, ayna ile sadece küçük düzeltmeler için görüşmenizde büyük fayda var.
Daha detaylı bir plana ihtiyacınız olduğunda; bizimle iletişime geçebilir; Diksiyon ve Etkili Sunum Teknikleri Eğitimimiz'den faydalanabilirsiniz.
Aynı zamanda, Heyecan ve Öfke konularında size destek vermekten mutluluk duyarız.
Comments