Günümüzün moda etkinlikleri arasında, Kişisel Gelişim Seminerleri yer alıyor. Kişisel Gelişim, isim anlam içeriği itibariyle kişi ile bire bir gerçekleştirilmesi gereken bir çalışma olarak düşünülürken; bu durumun "seminerinin" olması... insanın aklına, "acaba salondaki hangi kişi için gelişim sağlanıyor?" sorusunu da getiriyor. Tek katılım veya bir oturum sonucunda elde edilecek belgelerin üzerinde, genellikle başında "Etkili" tanımı olan cümlelere rastlamak mümkün. "Etkili
Yaşantımızda pek çok önem verdiğimiz nokta var… Saksıdaki çiçeğimiz, evdeki kedimiz, her gün kafesine yem ve suyuna bakmak için yaklaştığımız kuşumuz, spor ayakkabımız, cep telefonumuz, akıllı saatimiz, otomobilimiz, evimizin duvarını renklendiren boyamız, bazen bir tuvalde sanata dönüşen resimlerimiz, yapboz merakımız, fitness yaklaşımımız, dans kursumuz, ailemiz, sevdiklerimiz, arkadaşlarımız, katıldığımız bir gezi veya gezi etkisi yapan fikir katılımları… Tüm bu “önemli” l
www.ankaradiksiyon.com Kuzey Avrupa'da yapılan bir araştırma sonucuna göre; yetişkinlerin en büyük sosyal korkusu, "topluluk önünde konuşmak!" Peki... Biz neden topluluk önünde konuşmaktan çekiniyoruz? Topluluk Önünde Konuşma'nın ilk kuralı, Topluluk İçinde Bulunmak'tır. Sosyal bir ortam içinde yer almadığınız sürece, zihin bu duruma alışır ve "normal" tanımını zamanla bu durumla değiştirir. Siz de, kitle ile bir araya gelmenizi zamanla "anormal" olarak görmeye başlarsınız. Ç
www.ankaradiksiyon.com Ses, kulağın iletmesiyle beyni uyarıcı etkiyi sağlayan fiziksel bir olaydır. Sesin var olabilmesi için bu etkiyi yaratan bir kaynak, uyarıcı etkinin kulağa kadar gelmesini sağlayan ortam ve ayrıca bu etkiyi saptayacak kulak ve beynin bulunması gerekir. Bunlardan birinin yokluğu durumunda ses de yoktur. Ses, ancak bu üç öge sayesinde var olabilir. Bütün varlıkların kendisine göre ses çıkaran organları vardır. Bunlarla heyecanlarını, eş isteklerini veya t
www.ankaradiksiyon.com Eminiz, pek çoğumuz bu sorunun yanıtı olarak "Türkçe, yazıldığı gibi okunur!" diyeceğiz. Bu bilgi, belleğimize ilkokul sıralarında işlendi ve reddetmeyi de saygısızlık olarak görenlerimiz oldukça fazla..! Oysa, fonetik açısından yazıldığı gibi okunan bir dil değildir (diiildir).
Ayrıca; bakacağız, oturacağız, gideceğiz, yiyeceğiniz, duracağınız yazar... Ancak, bakıcaaz, oturucaaz, gidiceez, yiyiceeniz, durucaanız deriz. Neden? Dilde akıcılık önemlidir